ÇOCUKLARIMIZI AFETLERİN ETKİLERİNDEN NASIL KORUYACAĞIZ?

Yazar:Ahu Buldur - Klinik Psikolog

Yangın, deprem, kaza, sel, salgın, savaş gibi sıra dışı olaylar, ruhsal olarak biz yetişkinleri üzdüğü gibi çocukları da üzüyor, duygusal olarak olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle bu konulardaki haberler, olay ve durumu anlatan fotoğraflar, videolar, röportajlar biz ne kadar korumak istesek de çocuklarımızın karşısına çıkıyor. Böyle durumlar karşısında ebeveynler çocuklarına nasıl açıklama yapacağı konusunda tereddüt yaşıyor, çocuklardan gelen sorulara hazırlıksız yakalanabiliyorlar. Peki, çocuklara neyi, ne kadar ve ne şekilde anlatmalıyız? 

Önce kendi duygularımızı kontrol etmeliyiz

Deprem, sel, yangın gibi sıra dışı durumlar yaşandığında, ailelerin kendi duygularını fark etmeleri, kendilerini sakinleştirebilmeleri ve soğukkanlı olabilmeleri son derece önemlidir. Çocukların böylesi durumlarda, etrafındaki yetişkinlerin olaya hâkim olduklarını görmeye ve kendilerini güvende hissetmeye ihtiyaçları vardır. Ailenin sakinliği, çocuğa yapılacak en büyük yardımdır. Çünkü ailenin, özellikle de anne ve babanın duyguları, çocukların duyguları üzerinde etkilidir. Annesinin ve babasının kaygılandığına şahit olan çocuk, bir şeylerin ters gittiğini düşünebilir, kendisini güvende hissetmediği için kaygı duyabilir.

Konuştuklarımıza, izlediklerimize ve paylaşımlarımıza dikkat etmeliyiz

Çocuklar afet ve sıra dışı durumların ardından medyada yayınlanan haberlerden, paylaşılan görüntülerden ve yetişkinler arasındaki konuşmalardan etkilenebilirler. Bu sebeple ailelerin izledikleri haberlerin içeriğine, çocukların yanında konuştuklarına ve sosyal medyadaki paylaşımlarına dikkat etmeleri önemlidir.

Kısa, net ve doğru bilgiler vermeliyiz

Çocuklarımızı haberlerden, paylaşılan görüntü ve videolardan uzak tutmayı başaramadıysak, durumun farkında olan çocuklarımıza, anlayabilecekleri bir dil kullanarak, kısa ve net bilgiler vermeliyiz. Bu konuşmayı yaparken, yaşananları tasvir etmek ve duyguları isimlendirmek anlamalarına yardımcı olur. Örneğin; “Bugün bir yangın çıktı. Haberlerde birlikte izledik. İnsanlar endişeli ve korkmuşlardı. Sen de endişelenmiş olabilirsin. Ben yanındayım ve güvendeyiz” gibi.

Çocuklar soru sormadan bilgi vermeye gerek yok. Sorduğunda ise gerçekçi, kısa ve güven veren cevaplar vermeliyiz. Sorulan sorulara dürüst cevaplar vermek önemlidir. Ancak bu her detayı, olduğu gibi anlatmak demek değildir. Yaşına uygun açıklamalar yapmak ve çocuğun sorduğu kadarını yanıtlamak yeterlidir. Açıklamalar yaparken bilimsel kaynaklardan ve somut örneklerden faydalanmak faydalı olur. Örneğin, “İklim değişiklikleri nedeniyle hava sıcaklıklarının arttığı, bunun da orman yangınlarını yaygınlaştırdığı, bazen de insanların dikkatsiz davranışlarının yangınlara sebep olduğu” türden açıklamalar yapılabilir.

Güvende olduklarını hissettirmeliyiz

Beklenmedik anlarda gelişen sarsıcı olaylar, çocukların güven duygusuna zarar verebilir. Çocuklar kendilerinin ve ailelerinin de benzer şeyleri yaşayacağını düşünebilir, endişe ve korkuya kapılabilirler. Kaygılanan çocuklara, kendisinin ve sizin güvende olduğunuzu ve her şeyin yoluna gireceğini söylemek, bunu yaparken soğukkanlı ve kendinden emin görünmek önemlidir. 

Duygularını paylaşmalarına alan açmalıyız

Eğer çocuğunuz bir habere veya görüntüye tanık olduysa, duygularını saklamadan sizinle paylaşabileceğini hissettirmelisiniz. “Ağlama, korkacak bir şey yok, üzülme” gibi ifadeler kullanmak yerine üzüntüsünü paylaşabilir, duygularını anlamaya çalışabilirsiniz. Kaygılı ortamı hafifletmek için gelen güzel haberlerle ilgili bilgiler verilebilir, bireysel olarak üzerinize düşen görevlere ilişkin konuşabilirsiniz.

Kaygılı ortamı hafifletmek için harekete geçmeliyiz

Acil ve beklenmedik durumlar karşısında somut adımlar atmanın kaygıyı azaltıcı etkisi vardır. Örneğin, durumdan etkilenenlere yardım etmek, yardım kampanyalarına katılmak gibi aktif davranışlar, çocukların hem empati becerisini güçlendirir hem de kontrol hissi oluşturarak kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur. Özellikle ilkokul çağındaki çocuklarla, nasıl yardım edilebileceği hakkında konuşabilir, ailece yardım kampanyalarında aktif rol alabilirsiniz.

Günlük rutinimize devam etmeliyiz

Kaygılı ortamı rahatlatmanın bir yolu da rutine devam etmektir. Rutine bağlı kalmak, ailece vakit geçirmek, birlikte oyun oynamak çocuklara her şeyin yolunda olduğu mesajını verir ve kendilerini güvende hissetmelerini sağlar.  

 

YAZARIMIZ HAKKINDA

Ahu Buldur
Ahu Buldur
Klinik Psikolog
Yeditepe Üniversitesi’ndeki Psikoloji lisansının ardından Okan Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını tamamladı. Travma alanında eğitimler aldı ve çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü psikolog olarak görev yaptı. Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’nın (KAÇUV) “Sanatla Hayata Renk Kat” projesin kapsamında, tedavisi devam eden kanser hastası çocuklara yönelik bireysel terapiler yaptı ve ailelerine eğitimler düzenledi. Çeşitli okul öncesi kurumlarda çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimlerini takip ederek ebeveynlere danışmanlık hizmeti verdi. Şu anda çocuk, ergen ve yetişkinlerle klinik çalışmalarına devam etmekte ve Çocuk İçin İçerik Derneği bünyesinde içerik incelemeleri yapmaktadır.

Yazarın Makaleleri

YORUM & DEĞERLENDİRME



EN SON YAYINLANAN YAZILAR

Çocuğumuzun Dijital Dünyası Ne Kadar Güvenli?
Medyada Gördüğü Zorlu Olayları Çocuğumuza Nasıl Anlatmalıyız?
Koronavirüs (Covid-19) Çocuklara Nasıl Anlatılmalı?
Koronavirüs’ün ülkemizde görünmeye başladığı bu günlerde çocuğunuza yaklaşımınız nasıl olmalı?
Tatilde Artan Ekran Kullanımını Okulu Destekleyecek Bir Kullanıma Nasıl Dönüştürebiliriz?
Tatilde artan ekran kullanımını okulu destekleyecek planlı bir kullanıma nasıl dönüştürebiliriz?
TikTok Nedir? Çocuklar İçin Ne Kadar Güvenlidir?

İLGİLİ YAZILAR

YAZARLARIMIZ

X

Çocuğunuz için uygun olabilecek içerikleri bulun